19 Mayıs 2012 Cumartesi

palyaço


yerli malı meyveleri

once meyvelerin çıktılarını alıp kalıplarını çıkardık sonra peçeteleri yuvarlayı üstünü grafonla kapladık sonuç mu resimde gördügünüz gibi.....elmalarımızı ise yuvarlama teknigi ile yaptık çok canlı etkileyici görünmüyor mu ?

sevimli harfler boyama sayfası























Aşı Tablosu



 

Aşı Tablosu

Bazı anne babalar aşıların olası riskleri ve aşısı yapılan hastalığın zaten çok ender görülmesi gibi nedenlerle çocuklarını aşılatmak istemeyebilirler. Ancak unutulmamalıdır ki, bazı hastalıkların seyrek görülmesinin nedeni yapılan aşılardır ve aşılar çocukları gelişme bozukluğu, sakatlık ve ölüme yol açabilecek birçok hastalıktan korur. Çocuğunuzu aşılatarak yalnızca onu korumakla kalmaz, hastalığın ortadan kalkmasına da katkıda bulunursunuz.
  • Grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklar sırasında çocuğunuza aşı yaptırmayın. Aşıdan önceki hafta içinde antibiyotik almışsa aşılamayı erteleyin.
  • Aşı, bebeğinizde hafif ateş yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle 24 saat içinde belirli aralıklarla ateşini ölçün, yükselirse doktorunuzun önereceği dozda Parasetamol şurubu verin. Aşı yerinde küçük, sert bir şişlik oluşabilir. Bu şişlik birkaç hafta içinde yok olacaktır.
  • Kızamık aşısından sonraki on gün içinde ateş ve deride döküntüler ortaya çıkabilir. Kabakulak aşısı da üç hafta sonra yüzde hafıf bir şişme yapabilir.
  • Başka bir belirti ortaya çıkarsa, çocuğun ağlaması değişir ya da ateşi 38 °C'yi geçerse hemen doktorunuzu arayın.
AŞI TABLOSU
Doğumda
BCG + Hepatit B
1. ayda
Hepatit B
2. ayda
Difteri + Boğmaca + Tetanos (DBT) + Çocuk Felci + BCG* + HİB
3. ayda **
DBT + Çocuk Felci + HİB
4. ayda **
DBT + Çocuk Felci + HİB
6. ayda
Hepatit
9. ayda
Kızamık
16 - 24. ay
DBT + Çocuk Felci + Kızamık (veya Kızamıkçık, Kabakulak)


*
Doğumda yapılmamış ise.
**
DBT, Çocuk Felci ve HİB aşıları 1 ay yerine 2 aylık aralarla da yapılmaktadır.

Hata mı Yapıyoruz?...


Hata mı Yapıyoruz?...



Ayrımcılık: “Sen büyüksün, Kardeşin ise küçük, salıncağa önce o binsin.”

Yukarıdaki cümledekine benzer durumlar iki kardeş üzerinde sıklıkla tekrarlanıyorsa bu çocukların gelişimini nasıl etkiler? Doğru davranış ne olmalıdır?

Anne babanın çocuklardan birinin tarafını tutmasına, zaman zaman büyük çocuğun ihtiyaçlarını azımsayarak onun da bir çocuk olduğunu unutmalarına rastlanabilir. Bu durum, iki kardeş arasındaki kıskançlığı körüklemekten öteye gitmeyecektir. Büyük çocuk, kardeşinin daha çok sevildiğine kanaat getirebilir ve sonucunda duygusal yaralanmalar ortaya çıkabilir. Bu tarz sorunları aralarında çözmelerine teşvik etmek yararlı olacaktır. Böyle bir tutum, problem çözme becerilerini de geliştireceğinden sosyal yaşamda karşılaştıkları problemlerle daha ustaca başa çıkabileceklerdir. Tabi ki ilk başlarda çözüm önerilerinde bulunabilirsiniz. Örneğin, “Salıncağa sırayla binmeyi deneyebilirsiniz. İlk önce kimin bineceğine aranızda karar verin” diyebilirsiniz.

Rahatlık: “Ama yemekten önce çikolata yenmez! Tamam tamam ağlama, al işte çikolatan.”

Çocuk her istediğini ağlayarak yaptırmaya alışmışsa, bu çocuğun karakteri bundan nasıl etkilenir? Aile bu gibi bir durumu düzeltmek için ne yapmalıdır?

Aileler zaman zaman istenmeyen davranışı farkında olmadan ödüllendirebilirler. Aynı bu örnekte olduğu gibi, çocuk istediği herhangi bir şeyi olumsuz bir davranış (ağlamak gibi) sergileyerek elde ettiğinde bu durumu diğer isteklerine genelleyebilir. Sonuç olarak, olumsuz davranış bir problem çözme becerisi haline gelmiş ve pekiştirilmiş olur. Her geçen gün yeni deneyimlerle güçlenen olumsuz davranışın ortadan kalması zorlaşır. Anne babalar çocuklarına net ve sınırları çizilmiş kurallar koyarlar ve verdikleri kararların arkalarında dururlarsa çocuğun davranışlarını yönetebilirler. Eğer anne baba çocuğun herhangi bir isteğine karşı “Hayır!” dedi ise; o “Hayır” olarak kalmalıdır. Çocuğun yaptığı olumsuz davranışlar sonrasında “Hayır”lar “Evet”e dönüşüyorsa disiplin uygulamak oldukça zordur.

Kuralcılık: “Sevsen de sevmesen de o yemeği yiyeceksin.”

Çocuklara istemedikleri halde bazı şeyleri zorla yaptırmak onların psikolojik yapısı üzerinde nasıl bir etki bırakır? Disiplin kavramının sınırları nasıl belirlenir?

Bir çocuk sevmediği bir yemek ile karşılaştığında yememeği tercih edebilir. Ancak, o yemeği yemediği için başka yemek pişirilmesi, kaşıkla peşinden koşturulması veya öğün aralarında ufak tefek atıştırmalar yapmasına izin verilmesi bir sonraki öğünde yine problem yaşamanız ile sonuçlanır. Oysa yemek yemek fizyolojik bir ihtiyaçtır. Öğünler arası takviye yapılmadığı durumlarda çocukların yeme alışkanlığı bir süre sonra düzene girecektir. Bunun dışında sadece bazı yiyecekleri yememeği tercih etme hakları olabilir, buna saygı duymak gerekir. Çünkü belli bir yaştan sonra damak tadı oluşmaya başlar ve bazı yemekleri yemeyebilirler. Ancak, burada anlatmak istediğim hiçbir sebzeyi yememek değil tabi ki.
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi sergilenen aşırı otoriter tutum, sosyal ilişkilerde boyun eğen rolünü fazlası ile üstlenme ve kendi isteklerini ortaya koyamama ile sonuçlanabilir. Aşırıya kaçmadan hem sınır koyan hem de destekleyen bir disiplin uygulamada iki önemli kavram “tutarlılık” ve “kararlılıktır”. Hem anne ve babanın iç tutarlılığı, hem de ebeveynler arası tutarlılık sağlanmışsa çocuğun kafasında kurallar hakkındaki belirsizlik ortadan kalkmışıtr ve kuralları esnetmeye çalışmanın yararı olmayacağına ikna olmuştur.

Çıkarcılık: “Eğer oyuncaklarını toplarsan sana televizyon seyrettiririm”

Çocuğun bir işi yapması için her seferinde bir ödül belirlemek elbette yanlış. Bu noktada doğru davranış ne olmalıdır?

Çocukların bazı davranışları yapması için sürekli ödüller koymak bir süre sonra “rüşvete” dönüşmektedir. Böyle durumlarda çocuğunuzdan şu sözleri duymaya başlayabilirsiniz: “Oyuncağı almazsan ben de yemeğimi yemem” gibi. Çünkü, çocuk pazarlık yapmayı öğrenmiştir ve kendi yararı için kullanmaya başlamıştır. Bazı davranışların sonrasına ödül koymak motive edici olabilir. Fakat, her davranışın bir ödüle odaklanması sıkıntı yaratır. Durum çocuğu şu şekilde anlatılabilir: “Bu senin zaten yapman gereken bir davranış, benim bunun için sana bir ödül vermem gerekmiyıor” gibi . Ancak, çocuklarınıza hoşlanmadıkları bir şeyi yaptırıken “büyükanne kuralı”nı uygulayabilirsiniz. “Eğer” kelimesini kullanmadan şöyle diyebilirsiniz: “ Önce odanı topla ondan sonra televizyon izle” veya “Önce ödevlerini bitir sonra dışarı çık” gibi.

Karşılaştırma:“Bak Cenk’e derslerinde ne kadar başarılı, senin gibi tembel değil!”

Çocuğu zayıf kaldığı durumlarda başkalarıyla karşılaştırmak (bu kardeş de olabilir) çocuk üzerinde ne gibi olumsuz etkilere sebep olur? Çocuğu başarısız olduğu noktalarda motive etmek için nasıl bir yöntem uygulanması gerekir?

Çocuklar arasında karşılaştırma yapmak, çocuğun örnek gösterilen diğer çocuğa karşı olumsuz şekilde koşullanması ile sonuçlanır. Örnek gösterilen çocuk çok yakın bir arkadaş, akraba veya kardeş olduğunda çocuğunuzla ilişkisi olumsuz yönde etkilenir. Kendine rakip olarak görmeye, açığını yakalamaya ve hatta onu olmayan şeylerle suçlamaya başlayabilir. Eğer ki çocuğunuza herhangi bir örnek göstermek istiyorsanız, birey üzerinden değil davranış üzerinden gitmek doğru olacaktır. “Cenk iyi bir çocuk” demek yerine, “Cenk’in bu davranışı çok hoşuma gitti” diyebilirsiniz. Aynı şekilde çocuğunuzda gördüğünüz bir olumsuzluğu kişiliğine yönelik olarak değil davranışına odaklanarak sunmak yapıcı bir eleştiri olacaktır. “Ne yaramaz bir çocuksun, yeter artık!” demek yerine “Kızım bu davranışın hiç hoşuma gitmedi” diyebilirsiniz.

Kardeşi olacak, bunu ona nasıl söylemeli?


Kardeşi olacak, bunu ona nasıl söylemeli?



“Kardeş fikrine pek sıcak bakmıyor. Fakat, biz bir kardeşi olmasını çok istedik. Hem paylaşmayı öğrensin... Hem ilerde birbirlerine destek olular... Ama bunu ona nasıl söylemeli...”

Bir çocuk sahibi olma kararını alacak kişiler anne ve babalardır. Şüphesiz, ailenin ilk çocuğu bu durumdan pek memnun olmayacaktır. Çoğu zaman anne ve babalar ilk çocuklarına karşı kendilerini suçlu hissetme eğilimindedirler, kendilerini ona ihanet etmiş gibi hissedebilirler. Fakat, bu karar yetişkinlerin alacağı bir karardır, yeni durum çocuğun her ne kadar hoşuna gitmese de adapte olması gereken bir gerçektir. 

Çocuk için 9 ay oldukça uzun bir süredir. Dolayısıyla anne ve baba hamilelik başladığı gibi bunu ilk çocuklarına açıkladıklarında onun için uzun bir bekleyiş olacaktır. Bir an önce bebeği görmek isteyebilir. Ancak, bildiğimiz gibi hamileliklerin hepsi doğum ile sonuçlanmayabiliyor. Bu nedenle, çocuğa bir kayıp travması yaşatma riskini en aza indirmek için hamilelikte herhangi bir sorun olmadığına emin olunduğunda yeni bir kardeşi olacağını açıklamak daha doğru olacaktır. Annenin karnı aşağı yukarı 3 ayın sonunda belli olmaya başlar, bu dönem bebeğin geleceğini açıklamak için iyi bir zamandır. Ama çocuk bu zamandan önce sizlerin arasında bebeğin geleceğine dair bir konuşmaya şahit olursa, henüz zamanı değil diye bunu yalanlamayın. 

Bazı ebeveynler annenin karnı artık inkar edilmesi mümkün olmayacak boyuta gelene kadar bu durumu bir sır gibi saklamayı tercih edebiliyorlar. Fakat, bu durum çocuğunuzun yaşamında bir değişikliğe neden olacak ve bu duruma ne kadar çabuk hazırlanırsa onun için de o kadar kolay olur. Yoksa bebeğiniz kucağınızda eve geldiğinizde hiç de istenmeyen davranışlar ile karşılaşabilirsiniz. 

Peki açıklarken hangi kelimeleri kullanmalı?

 Çocuğun yaşına uygun ve basit şekilde bunu söyleyebilirsiniz. “Karnımda bir bebek var, Bir kardeşin olacak, Benim ve babanın bir çocuğu daha olacak vs.”

 Çocuğunuzu jinekolojik muayenenize götürüp ultrasonagrafi seansına sokmamaya veya ultrason fotoğrafını göstermemeye özen gösterin. Bu durum onun kardeşi ile ilgili hayalini kısıtlamaya neden olabilir.

 Olumsuz bir tepki verirse kendinizi suçlamayın. Bu normal bir durum. Sonuçta hayatımızdaki en büyük rakiplerimiz kardeşlerimizdir. Çünkü onlarla bizim için hayattaki en önemli kaynak olan anne ve babamızı paylaşmak zorunda kalırız. Ona sakince, bebeğin sizin olduğunu, onu sevmek zorunda olmadığını, onu sevip sevmeyeceğine o buraya geldikten sonra karar vermesinin doğru olabileceğini söyleyin. Bu durumda kendini daha serbest hissedecektir. Onu kardeşini sevmeye zorlarsanız daha da olumsuz davranışlar ve tutumlar sergileyebilir.

Dikkat Sorunlarına Yönelik Anne Babaların Uygulayabileceği Düzenlemeler Nelerdir?


Dikkat Sorunlarına Yönelik Anne Babaların Uygulayabileceği Düzenlemeler Nelerdir?



Görsel, işitsel ve dokunsal olmak üzere üç farklı duyu ve üç farklı dikkat vardır. Kişiler görsel ya da işitsel dikkatleri açısından farklı becerilere sahip olabilirler. Dikkat sorunu olan kişilerin görsel, işitsel ya da dokunsal dikkatlerinden bir ya da birkaçında sorun vardır. Çocuğun hangi dikkat açısından daha fazla sorun yaşadığı biliniyorsa çevre düzenlemeleri buna göre yapılabilir.

Evde Yapılabilecek Düzenlemeler:

Görsel Dikkat için Yapılacak Düzenlemeler

1 - Çocuğun odasında dikkatini dağıtacak nesneleri azaltın.
2 - Çocuğun odasında televizyon bulunmasın.
3 - Az sayıda eşya ile sade bir düzenleme yapın.
4 - Çalışma masasının üstü boş olsun.
5 - Çalışırken yüzü odaya değil boş bir duvara karşı olsun.
6 - Bilgisayar çalışma masasının üzerinde olmasın.
7 - Odanın duvarları ve mobilyaları yumuşak ve açık renkler olsun.
8 - Oyuncaklar, kutularda ve mümkünse dolapların içince dursun.

İşitsel Dikkat için Yapılacak Düzenlemeler

1 - Onunla konuşurken yanına gidin, göz teması kurun, ona dokunun, sizi dinlediğinden emin olduktan sonra söyleyeceğinizi söyleyin. Uzaktan, evin başka bir odasından seslenmeyin.
2 - Onunla konuşurken çevredeki diğer sesleri azaltın. Müziğin sesini kısın, televizyonu kapatın.
3 - Basit, sade cümleler kurun. Net ifadeler kullanın. 
4 - Aynı anda birkaç yönergeyi vermekten kaçının.
5 - Söylediklerinizi durmadan tekrarlamayın.
6 - Çalışma ortamının sessiz olmasına özen gösterin.

Dokunsal Uyaranlarla Dikkat Dağılmaması İçin:

1 - Rahatsız olduğu materyalden olan giysiler yerine yumuşak ve rahat kıyafetleri tercih edin.
2 - Çorap lastikleri çok sıkı olmasın.
3 - Giysilerin etiketlerini keserek kullanın.

Evde Yapılacak Düzenlemeler:

1 - Ortamın Düzenlenmesi
2 - Günlük Programın Planlanması
3 - Zamanın Planlanması ve Verimli Kullanılması
4 - Davranış Tablosu ile Programı Destekleme